B grubundan bir vitamin olan folik asit, genellikle yeşil yapraklarda yaygın olarak bulunduğundan ve Latincede folum yaprak anlamına geldiğinden bu ismi almıştır. İlk olarak ıspanak yapraklarında bulunan folik asitin kimyadaki adı pteroil glutamik asittir. Bunun sebebi folik asitin “pteridin”, “PABA” ve “glutamik asit” bileşiminden oluşmuş olmasıdır. Aynı zamanda Bc faktörü olarak da bilinmektedir. Ayrıca DNA hasarlarının onarılmasına ve kan yapımına da yardımcı olmaktadır. Bu madde portakal sarısı renginde katı olarak bulunur ve ısıtırak eritmek imkânsızdır. Ancak 250 °C’de esmerleşerek bozulabilen madde, suda mızrak şeklinde kristalleşir. Tuz formundayken, asit halinde olduğundan daha fazla suda çözünmektedir. Nötr veya bazik olan çözeltilerin içerisinde ise ısıya pek dayanıklı değildir.
Folik asit vücutta ancak ince bağırsak epitelinde bulunan karboksipeptidaz enziminin yardımıyla parçalanır. Sonrasında ise serbest folat şeklinde ince bağırsakların üst kısımlarından emilir. Emilme kısmından önce arada bazı değişikliğe uğrayarak kanda metil tetrahidrofolat şeklinde bulunmaktadır. Karaciğerde ancak bu şekilde 5 mg kadar depo edilir. Bağırsakta da bir miktar üretilen bu madde, karbon atomlu köklerin moleküller arasındaki geçişlerinde önemli rol oynamaktadır. Bazı amino asitlerin köklerinde kullanılan purin ve pirimidin bazlarının sentezinde kullanılırken, aynı zamanda DNA sentezinde de görev alır. Fakat B12 yokluğunda bu görevi yerine getiremez. Bu yüzden kansızlık hastalığına B12’nin, dolaylı olarak etkisi bulunmaktadır. Folik asitin kimyasal formülü C19H19N7O6 olarak gösterilir.
Folik asit, folasin, folbiol, folat ve B9 vitamini gibi pek çok farklı formda bulunabilen bir vitamin türüdür ve hamilelik başta olmak üzere pek çok rahatsızlığın tedavisinde kullanılmaktadır. Öncelikle sağlıklı bir hamilelik süreci için oldukça önemli bir vitamindir. Ayrıca doğurganlık açısından hem erkek, hem de kadını ilgilendirmektedir. Kan hücrelerinin yapımı ve çoğalması, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde görev alan folik asit, genellikle hayvansal kaynaklı besinlerde bulunan bir vitamindir.
Folik asit aynı zamanda bebeklerin vücudunda ilk gelişen sinir sisteminin gelişiminde önemli rol oynamaktadır. Hamilelik döneminde folik asit yetersiz olduğu zaman, bebeklerde sinir tüp bozukluğu (nöral tüp defekti) hastalığı olan spina bifida görülmektedir ve bu durum hamileliğin ilk dönemlerinde gerçekleşir. Bunun yanı sıra ülseratif kolit, karaciğer hastalığı, alkolizm ve böbrek diyalizi dâhil olmak üzere folat eksikliğinden kaynaklanan tüm durumlar için de kullanılmaktadır.
Doğumsal anomali gelişim riskini düşürmesi, depresyon riskini azaltması, kalp sağlığının korunmasına yardımcı olması ve kardiyovasküler hastalık riskini azaltması, alkolün kalın bağırsaktaki poliplerin oluşumunu azaltması, bazı kanser türlerinin (kolorektal, akciğer, pankreas, özofageal, mide, servikal ve yumurtalık) gelişim riskini düşürmesi gibi faydaları bulunmaktadır.
Nadir olarak folik asit takviyesi alındıktan sonra ortaya çıkabilecek çeşitli yan etkiler bulunmaktadır. Bunlar, alerjiye bağlı kurdeşen, nefes darlığı, yüz, dudaklar, dil veya boğazda şişme, iştah kaybı, gaz, mide bulantısı, ağızda hoş olmayan bir tat, depresyon, uyku problemleri, heyecanlı veya huzursuz hissetmek gibi belirtiler olabilir. Bu gibi durumlar ölümcül olabilen ciddi yan etkiler olabileceğinden mutlaka görüldüğünde acil yardım çağrılmalıdır.
Folik Asit Eksikliği Nedir?
Tüm genetik materyalin bir parçasını oluşturan nükleik asitin yapımında görev alan folik asit, DNA üretimi ve onarımının yanında, özellikle kırmızı kan hücrelerinin üretilmesine yardımcı olmaktadır. Aynı zamanda besinlerin parçalamasına ve enerjiye dönüştürülmesine de yardım eder. Folik asit eksikliği beraberinde pek çok hastalığa neden olabilir. Bu yüzden folik asitin daha yararlı olması için C vitamini ile beraber alınması gerekmektedir. Ayrıca birkaç parçadan oluştuğu için, ısının etkisi de önemlidir. Pişirme ısı derecesi arttıkça ve pişirme süresi uzadıkça besinlerde folik asit kaybı artar ve dolayısıyla besin yolu ile folik asit alımı da azalır.
Folik asit eksikliği vücudun sinir sistemini direkt olarak etkilediğinden tedavi edilmediği takdirde Alzheimer veya Parkinson gibi hastalıklara neden olabilir. Beyindeki arterin şişmesine neden olan folik asit eksikliği beraberinde şiddetli baş ağrılarını getirir. Hamilelik sırasındaki eksikliğinde bebeğin anomalili doğmasına neden olmaktadır. Kırmızı kan hücrelerinin üretiminde önemli bir role sahip olduğu için eksikliği anemi hastalığına yol açar ve aynı şekilde tedavisinde de folik asit kullanılır. Vücutta oluşan folik asit eksikliği alınan besinlerde yeterli miktarda folat bulunmamasından kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla vücut gerektiği kadar folat emilimi yapamaz.
Özellikle hamilelik esnasında folik asit alımı çok önemlidir. Bebeğin ihtiyacı olan folik asit eğer yeterli değilse birçok gelişim problemi ve merkezi sinir sistemi hastalıkları görülmektedir. Beyin ve kafatası gelişimini engeller. Düzenli kullanımı hamilelik döneminde, öncesinde ve sonrasında bebekte oluşabilecek erken doğum, yarık damak, yarık dudak, düşük tehlikesine ve hamilelikte oluşabilecek komplikasyonlara karşı koruma sağlar.
Günlük Folik Asit İhtiyacı
Folik asit günlük tüketilen besinlerden karşılanabileceği gibi ek gıda olarak da alınabilmektedir. Ağızdan veya enjeksiyon yoluyla da vücuda alınabilen bu vitaminin yetişkinlerde günlük alması önerilen miktarı 400 mikrogramdır. Belirli aralıklarla yapılacak olan kan tahlilleri ile folik asit seviyeleri kontrol altında tutulabilir.
Folik asit B vitamini ile birlikte görev yapmaktadır. Bu sebeple günlük olarak folik asit ile birlikte 50-100 mg vitamin B6 (pridoksin) ve en az 100 mikrogram vitamin B12 de alınması gerekmektedir.
Gebelik süresince vücuda alınması gereken folik asit miktarı %50 artmaktadır. Fakat bazı kadınlarda doğuştan folik asit seviyesinin fazla olduğu için alınacak olan miktar, mutlaka bir uzman doktor tarafından belirlenmelidir. Aksi halde fazlalığı da çeşitli olumsuz sonuçlara neden olabilir.
Folik Asit Eksikliği Nedenleri Nelerdir?
Folik asitin vücutta yeterli düzeyde olması birçok hastalığa karşı koruma sağlar fakat bazı vücutta eksikliğine neden olabilecek bazı durumlar meydana gelebilir.
- Folik asit eksikliği, sindirim hastalığı, böbrek hastalığı, karaciğer hastalığı olanlarda daha sık görülmektedir.
- Besinler yolu ile yeterli folik asit alınamaması eksiklik görülmesine neden olur.
- B12 vitamini ile birlikte DNA sentezi gerçekleştirdikleri için B12 eksikliğinde görevini yapamaz.
- Aşırı alkol alımı folik asit eksikliğini tetiklemektedir.
- Böbrek diyalizi ve Hemolitik anemi hastaları.
- Fenitoin, sulfasalazin veya trimetoprim sülfametoksazol gibi bazı ilaçların kullanılması vücutta folik asitin emilimini azaltır.
- Yeterince taze meyve ve sebze tüketmeyen ve sağlıklı beslenmeyen bireylerde sıkça folik asit eksikliği görülmektedir.
Folik Asit Eksikliği Belirtileri Nelerdir?
Folik asit suda çözünmediği için yağ dokularında depolanmamaktadır ve bu da fazla folik asitin vücuttan idrar yoluyla atıldığı anlamına gelmektedir. Folik asit eksikliğine B12 vitamin eksikliği de eklenirse belirtilerin şiddeti artış gösterebilir. Bu belirtilerin bir kısmını hissettiğiniz anda mutlaka doktora başvurarak folik asit ölçümü yaptırıp gerekli tedaviye başlanması gerekmektedir.
- Bitkinlik
- Nefes darlığı
- Düzensiz kalp çarpıntıları
- Baygınlık
- İshal
- Kusma ve kilo kaybı
- El ve ayaklarda uyuşma
- Şiddetli baş ağrısı
- İştah kaybı
- Kulak çınlaması
- Ağız içinde oluşan yaralar
- Ciltte sararma
- Aşırı uyku
- Acı hissinin azalması
- Görmede bulanıklık
- Depresyon ve asabiyet
- Soluk ten rengi
- Dil şişmesi
- Büyüme sorunları
Folik Asit Eksikliği Hangi Hastalıklara Yol Açar?
Folik asit eksikliği sonucunda birçok hastalık meydana gelebilir. Sinir sistemi hastalıkları başta olma üzere, anemi ve hamilelik döneminde yetersiz alınmasından kaynaklı bebeklerde görülen bazı hastalıklarda meydana gelebilir.
Çölyak Hastalığı
Vücudun bağışıklık sisteminin buğday, arpa, çavdar gibi tahıllarda bulunan gluten isimli maddeye verdiği tepki sonucunda oluşur. Özellikle demir ve folik asit gibi kan yapımında görev alan maddelerin emilimi bozulduğundan, eksiklikleri daha ciddi sonuçlar doğurabilir. Genetik bir hastalık olduğu için folik asitin doğrudan etkisi bulunmamaktadır fakat eksikliğinin hastalığın seyri açısından ciddi etkileri olabilir.
Huzursuz Bacak Sendromu
Folik asit, Vitamin B6 ile birlikte ayak ve el damar hastalıklarını önlemektedir.
Depresyon
Psikoloji hastalıkların çoğunun temeli folik ast eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Özellikle yaşlılarda düzenli folik asit kullanımında zihinsel ve psikolojik semptomlarda dikkate değer düzelme sağlanmaktadır.
İnme
Sinir sistemini etkileyen hastalıklar üzerinde etkisi olduğundan folik asit oluşabilecek inme riskini azaltmaktadır.
Krohn Hastalığı
Yemek borusu, mide, ince ve kalın bağırsaklarda meydana gelen kalınlaşma ve ülserlerdir. Folik asit eksikliği diret olarak sebebi değildir fakat hastalığın seyrini değiştiren bir vitamindir. Eksikliğinde daha şiddetli ataklar geçirilebilir.
Diş Eti Hastalıkları
Özellikle diş eti kanamaları ve dişlerde meydana gelen hastalıkların bir çoğunun sebebi folik asit eksikliğinden kaynaklanmaktadır.
Megaloblastik Anemi
Kansızlık adıyla bilinen bu hastalık vücutta toplam kırmızı kan hücresi (alyuvar) sayısının azalması sonucu oluşur. Kan hastalıkları arasında en sık rastlananlardan biridir. Demir, folik asit ve B12 vitaminlerinin değerleri çok önemlidir. Demir eksikliğinde demir eksikliği anemisi görülürken, folik asit ve B12 vitamini eksikliğinde ise eritrositler normalden daha büyük olması nedeniyle görevlerini yerine getiremediklerinden megaloblastik anemi meydana gelir. DNA yapımına katıldıkları için eksiklikleri durumunda eritrosit boyutları daha büyük olur. Kan değerleri sonucunda teşhis konduktan sonra, eksik olan vitamin ve elementlerin ağız veya enjeksiyon yoluyla yerine koması ile tedavi edilir.
Alzheimer ve Parkinson Hastalığı
Folik asit eksikliği doğrudan sinir sistemi üzerine etki eden bir vitamin olduğundan çeşitli sinirsel hastalıkların ortaya çıkmasına neden olabilmektedir. Folik asit eksikliği beyinde bulunan arterlerin şişmesine neden olur ve zaman içerisinde tedavi edilmediğinde kalıcı nörolojik hasarlar olan Alzheimer veya Parkinson hastalıkları ile sonuçlanabilir.
Doğumdan Sonra Bebeklerde Görülen Hastalıklar
Eğer bebek hamilelik esnasında anne karnında ihtiyacı olan folik asiti yeterli miktarda almadıysa, birçok gelişim problemi ve merkezi sinir sistemi hastalıkları ortaya çıkabilmektedir. Bebek beyni ve kafatasında gelişmeyi engellediğinden, bebekte oluşabilecek erken doğum, yarık damak, yarık dudak, düşük tehlikesine yol açabilir.
Folik Asit Eksikliği Tedavisi
Folik asit tedavisinde genellikle anemiyi tedavi etmek amaçlı olarak doktor tarafından genelde 4 ay süre ile kullanılması gereken folik asit ilacı yazılmaktadır. Fakat tek başına folik asit yeterli olmaz. folik asit eksikliği yanında B12 vitamini de alınmalıdır veya B12 vitamini açısından zengin gıdalar tüketilmeye dikkat edilmelidir. Bu gıdalar genellikle süt ve süt ürünleri, et, yumurta, kahvaltılık gevrekler, bazı soya ürünleri olarak bilinmektedir.
Genellikle doktorlar tarafından reçete edilen oral folik asit (günde 1 ila 5 mg) folat eksikliğini tedavi etmek için yeterlidir. Fakat ağız yolu ile alınan ilaçları tolere edemeyen hastalar için intravenöz, subkütan veya intramüsküler folik asit formülasyonları da bulunmaktadır. Öncelikle leucovorin olarak da bilinimekte olan bir çeşit indirgenmiş folat formu olan folinik asit, öncelikli olarak metotreksatın toksisitelerini önlemek için kullanılır. Tedavi süreleri, eksiklik belirtilerinin devam edip etmediğine bağlı olarak değişkenlik göstermektedir. Özellikle sindirim ve bağırsak endromları olan hastaların uzun süreli tedaviye ihtiyaçları olmaktadır.
Folik Asit Fazlalığı Nedir?
Folik asit eksikliği olabileceği gibi fazlalığı da meydana gelebilmektedir. Yüksekliğinde fazla endişe yaratmayan folik asitin yüksekliğinin nedeni, genellikle bu vitamini çok fazla tüketen kişilerde görülmektedir. Fakat folat yüksekliği fazla olan kişilerde B12 vitamini eksikliği meydana gelmektedir. Bu iki vitamin birbiri ile ters ilişki içerisindedir. B12 eksikliği de vücutta folat miktarının yükselmesine neden olur. Folik asit yüksekliğinde oluşabilecek olan en riskli durum bağırsaklardaki bakteri miktarında meydana gelen değişikliktir.
Vücutta folatın normal değeri 4.6 ile 18.7 ng/mL olarak bilinmektedir. Fakat bu değer kesinlikle insandan insana, kişinin bünyesine göre, yaşına göre farklılık gösterebilir. Fakat belli bir düzeyin üzerine çıktığı zaman tedaviye ihtiyaç duyulmaktadır. Folik asit yetişkinlerde 1000 mcg’den daha az dozlarda kullanıldığında herhangi bir yan etki göstermemektedir. Fakat uzun süre yüksek dozlarda alındığında çeşitli yan etkiler meydana gelebilir. Bunlar folik asit fazlalığından kaynaklanabilecek olan yan etkilerdir.
Folik Asit Fazlalığı Belirtileri Nelerdir?
Ağız yolu ile yüksek dozlarda alınan folik asit, çeşitli yan etkiler gösterebilir. Bu yan etkiler ciddiye alınması gereken önemli belirtiler içermektedir. Herhangi biri veya bir kaçı gözlemlendiği takdirde mutlaka doktora başvurulmalıdır.
- Abdominal kramplar
- İshal
- Kızarıklık
- Uyku bozuklukları
- Sinirlilik
- Konfüzyon
- Bulantı
- Mide rahatsızlığı
- Davranış değişiklikleri
- Cilt reaksiyonları
- Nöbetler
- Gaz
- Uyarılabilirlik
Folik Asit Fazlalığı Hangi Hastalıklara Yol Açar?
Doğurganlık ve kalp sağlığı için ciddi bir vitamin olan folik asit seviyesinin vücutta dengeli olması gerekmektedir. Folik asitin 800-1200 mcg dozlarında alınması bazı kaynaklara göre kalp problemi olan kişilerde kalp krizi riskini arttırabileceğini gösterilmektedir. Aynı zamanda yine yüksek dozda alınan folik asit, akciğer veya prostat kanseri gibi çeşitli kanser tiplerinin riskini de arttırabilmektedir. Folik asit yüksekliği ile ilgili tanı konduğu andan itibaren yüksek folik asit içerikli besinlerden uzak durulmalıdır. Aksi halde vücutta kalp krizi riskini ciddi oranda arttırmakta ve kanseri tetiklediği bilinmektedir.
Folik Asit İçeren Besinler Nelerdir?
Folik asit genellikle yeşil yapraklı sebzeler ve hayvansal gıdalarda bulunmaktadır.
Baklagiller
- Fasulye, bezelye ve mercimek gibi bitki tohumlar mükemmel birer folik asit kaynağıdır. Yaklaşık 177 gram pişmiş barbunya 131 mcg, 198 gram pişmiş mercimek ise 358 mcg folat içermektedir.
Kuşkonmaz
- Folat da dâhil olmak üzere vitamin ve mineral bakımından fazlasıyla yoğundur. 90 gram kuşkonmaz günlük gereksinimin yaklaşık %34’ünü karşılamaktadır.
Yumurta
- Folat da dâhil olmak üzere bazı temel besin maddelerinin alımını artırmaktadır. Aynı zamanda protein, selenyum, riboflavin ve B12 vitamini de içerir.
Yeşil yapraklı sebzeler
- Ispanak, lahana ve roka gibi yeşil yapraklı sebzeler, folat da dâhil olmak üzere birçok önemli vitamin ve mineral içermektedir.
Pancar
- Vücudun ihtiyacı olan manganez, potasyum ve C vitamini içermektedir.
Turunçgiller
- Portakal, greyfurt, limon ve bergamot gibi turunçgiller grubu meyveler folat bakımından fazlasıyla zengindir.
Brüksel lahanası
- Birçok vitamin, mineral ve özellikle de folat bakımından zengindir.
Brokoli
- Pişirildiği zaman folik asit oranı daha da artmaktadır.
Fındık
- Yüksek oranda protein içermektedir. Aynı zamanda lif açısından zengin olan fındık, vücudun ihtiyaç duyduğu birçok vitamin ve mineralleri içermektedir. Ayrıca günlük folat ihtiyacını karşılamaya yardımcı olur.
Dana karaciğeri
- Konsantre folat kaynaklarından biri olarak bilinmektedir.
Buğday tohumu
- Folik asit dahil olmak üzere yüksek miktarda konsantre vitamin, mineral ve antioksidan kaynağı olarak bilinmektedir.
Papaya
- Güney Meksika ve Orta Amerika’da yetişen bu bitki, yüksek besleyici özellikte bir tropikal meyvedir. Bu meyve yoğun folat içeriğine sahiptir.
Muz
- Potasyum ve folat bakımından fazlasıyla zengin olan bu meyve, birkaç diğer besinle birlikte günlük ihtiyacı kolayca karşılamaya yardım eder.
Avokado
- Birçok vitamin ve mineral kaynağı olmasının yanı sıra folik asit bakımından da mükemmel bir kaynaktır.