Omurgamız hem sabit kalan hem de hareket etmesi gereken bir parçamızdır. Vücudumuzun dengesinin sağlamak için bu iki işlemi aynı anda yürütmektedir. Bu işlemi yaparken aynı zamanda da hem vücut ağırlığımız hem de dışarıdan gelen kuvvetlere karşı koyar. Omurgalar arasındaki disk dokusunun içte kalan kısmının, dışta kalan kısmını yırtarak omurilik ve sinirlere baskı yapmasına boyun fıtığı adı verilir. Boyun fıtığı maalesef günümüzde fazla görülen rahatsızlıklar arasındadır. İnsanların yaşam kalitesini düşüren ve hayatı zorlaştıran bir rahatsızlıktır.
En büyük sebepleri arasında sporsuz bir yaşam, bilgisayar başında uzun süre kambur oturma ve genetik olarak kasların zayıf olması ve boyun, baş bölgesini zorlayacak ağır hareketler gelir.
Boyun fıtığının en önemli belirtileri boyundan başlayıp kola yayılan ağrılardır. Ağrının oluştuğu kolda meydana gelen uyuşmalar ve güç kaybı, denge kaybı, elde cisimleri tutmakta zorlanmak ve kürek kemiğinde oluşan ağrılardır.
Boyun fıtığı için ve ya uzmanına başvurulmalıdır. uzman kontrolünden sonra ameliyata gerek olmadığı belirlenir. Eğer ameliyat söz konusu değil ise, uzman doktor bir yönlendirir ve fizik tedaviye başlanır. Fakat fıtık ileri derecedeyse ameliyat kaçınılmazdır. Boyun fıtığı hafife alınacak bir rahatsızlık değildir, tedavinin ertelenmesi telafi olmayan sonuçlara yol açabilir.
Boyun fıtığı sinirler arasındaki sıkışıklığı gidermek için yapılır. Ameliyat ile birlikte omurganın hareket kabiliyeti arttırılır. Beyin ve sinir cerrahisinin yürütebileceği bir işlemdir. En çok tercih edilen yöntem, mikrodiskektim yöntemidir. Mikro cerrahi yöntemiyle yapılan bu operasyonda, doku hasarına yol açmadan, ciltte açılan ufak bir kesikle sinirler rahatlatılır. Oldukça basit bir yöntem olan bu operasyondan sonra hastalar bir gün sonra bile taburcu edilebilirler. Operasyondan sonra en az hafta istirahat edilmelidir ve günde 7 ve ya 8 kezden fazla ayağa kalkılmaması gerekir. Boyun fıtığı ameliyatından sonra maalesef yüzde yüz iyileşme olmayabilir ve fıtığın tekrarlama riski de çok yüksektir. Genç hastalarda tekrarlama riski çok daha düşüktür. Eğer fıtık çok ileri seviyede değil ise ameliyat en son tercih edilen yöntem olmalıdır.