Tıpta her idrar renginin bir anlamı vardır ve vücudun belli bir bölge veya bölgelerindeki problemleri işaret edebilir. Açık renkli idrarın tıbbi terminolojideki karşılığı, bulanıklık ve tortu içermeyen sıvıdır. İdrarın içinde bulunan ürokrom ve sarı pigment bakıldığında görülmüyorsa bu “açık ve renksiz idrar” olarak tanımlanır. Berrak ve renksiz idrarın nedeni çoğu zaman fazla miktarda su içmektir ancak bu durumun sürekli olarak tekrar etmesi vücutta bir problem olduğuna işaret edebilir ve doktor kontrolü gerektirir.
Açık Renkli İdrar Nedenleri
Aşırı Hidrasyon
Hidrasyon(sıvı desteği) vücudun normal kabul edilen su ihtiyacının karşılanması durumudur. Normal seviyenin üstünde su tüketen kişilerde “Aşırı Hidrasyon” gerçekleşir ve idrarları açık ve berrak bir görüntü alır. Böbreklerin belli bir işleme kapasitesi vardır, bu kapasite aşıldığında fazla su içen kişilerin böbrekleri hasar görmeye başlar.
Aşırı Hidrasyonun Yaratacağı Olumsuzluklar
Sanılanın aksine az su içildiğinde olduğu gibi fazla su içmenin de vücut fonksiyonlarına sağladığı olumsuz etkiler vardır. Uzmanlar gereğinden fazla su tüketiminin vücuttaki metabolizma sistemini bozduğunu belirtiyor. Normalde hayati fonksiyonların sağlıklı olarak yerine getirilmesi için 2-2.5 litre veya 8-9 bardak su yeterlidir. Bazı durumlarda bu seviye değişkenlik gösterebilir. Bu durumlar; hava sıcaklığı, günlük tüketilen besinler, kişilerin metabolizması ve yaşadıkları bölgenin iklim koşulları, yapılan fiziksel aktiviteler sonrası terleme durumu gibi etkenlerdir.
Ancak yine de su tüketiminde aşırıya kaçılması, gereğinden fazla su tüketimine gidilmesi, alışkanlık halinde 5-6 litre gibi değerlere çıkılması vücut metabolizmasını ciddi anlamda bozar ve böbrek yorulur, işlevini yerine getiremeyecek hale gelir. Bunun sonucunda mineral kaybı olur, bu da vücuda zarar verir.
Vücutta “ostosmat” denilen reseptörler bulunur ve bu reseptörler vücutta normal anlamda olması gereken su seviyesini ayarlamakla görevlidir. Reseptörler beyinde yer alır ve susama hissini oluşturur, bu sayede vücudumuz susadığımızı haber verir ve güdüsel olarak su içmeye yöneliriz. Ancak vücudumuzda fazla su tükettiğimizin haberini verecek bir sistem yoktur. Bu yüzden aşırı hidrasyonun getireceği olumsuz etkilerden korunmak için kontrolde olmakta fayda vardır. Aşırı hidrasyon dendiğinde en korkulan şeylerin başında su zehirlenmesi gelir.
Su Zehirlenmesi
Aşırı hidrasyon ölümcül olabilir. Buna sebep olan aşırı hidrasyonla birlikte gelişen su zehirlenmesidir. Vücut için gerekli olan tuz miktarı ve diğer elektrolitler(potasyum , kalsiyum, magnezyum gibi) fazla su tüketimi sonucunda seyrelir. Özellikle sodyum(tuz) elektroliti seviyesi ciddi anlamda düştüğünde “Hiponatremi” gerçekleşir ve aşırı hidrasyonun ana endişesi buradan gelir. Elektrolitlerin düşme hızı ne kadar hızlıysa, aşırı hidrasyonun ölümcüllüğü o kadar artacaktır.
- En belirgin olan kusma refleksi(mide aşırı su ile dolar)
- Halsizlik, yorgunluk ve huysuzluk
- Çok sık idrara çıkma
- Konuşma bozukluğu ve zihinde bulanıklık
- Solunum sıkıntıları ve ilerleyen zamanlardaki solunum durması durumu
- Bilinç kaybı ve konuşma bozuklukları
- Ciddi su zehirlenmelerinde halisünasyonlar görme
- Baş ağrısı, beyin kökünde hasar
- Kramp ve kas zayıflıkları gibi bulgular
- Ödem
Tedavisi
Su zehirlenmesi tehlikeli ve vakit kaybetmeden müdahale gerektiren bir problemdir. Semptomları kendinde fark edenlerin derhal bir sağlık uzmanına başvurması gerekir. Sağlık uzmanınız size ilk aşamada fazla su tüketimini azaltmanızı söyleyecektir. Bunun sonucunda açık renk idrar probleminiz aşırı hidrasyondan geliyorsa idrar renginde düzelme olacaktır. İdrarınız açık, renksiz ve berrak halden çıkar, doğal sarı pigment ve ürokrom içeren rengine döner.
Sağlık uzmanının uygulayacağı ikinci aşama ise vücuttaki fazla suyun atımına yarayan “Diüretik” ilaçları kullanmanızdır. Diüretik ilaçlar, idrar üretimini arttırarak vücuttaki fazla suyun dışarı atılmasını sağlarlar.
Diğer aşamada sağlık uzmanınız, vücut için olması gereken elektrolitleri tekrar kazanabilmeniz için bazı gıdaları tüketmenizi tavsiye edecektir. Sodyum(tuz) açısından zengin olan turşu, peynir, domates suyu, peynir, şalgam gibi gıdalar vücudun eksik kaldığı sodyum miktarını tamamlamasına ve vücut sisteminin sağlıklı şekilde çalışmasına katkı sağlayacaktır.
Aşırı Hidrasyonun Teşhis ve Tedavisi
Sağlık uzmanı teşhis için, anlattığınız belirtilerin aşırı hidrasyondan mı yoksa başka bir durumdan mı kaynaklandığını tespit etmek adına tıbbi geçmişinizi soracaktır. Ayrıca kan ve idrar testleri isteyebilir ve fizik muayene yapabilir. Yapılan tetkikler sonucu probleminizin kaynağında aşırı hidrasyon tespit ederse, bu kez de aşırı hidrasyonun kaynağını bulmaya çalışacaktır. Böylelikle doktorunuz aşırı hidrasyonun kaynağını yok etmek üzere tedavi uygulamaya başlar. Tedavi biçiminizi belirleyen diğer etkenlerden biri de belirtilerinizin ne kadar şiddetli olduğudur.
Tedavinizin içerebileceği aşamalar şunlardır:
- Sıvı tüketiminin azalmasını sağlamak
- Diüretik ilaçlar ile idrar üretiminin sağlanması ve vücuttaki fazla suyun dışarı atılması süreci
- Aşırı hidrosyana sebebiyet veren durumun tedavisi
- Aşırı hidrasyona sonuç verdiği saptanan ilaçların durdurulması
- Ağır vakalarda takviye edilen sodyumun değiştirilmesi
Aşırı Hidrasyonu Önlemek İçin Neler Yapılabilir?
- Egzersiz yaparken saatte bir 2-4 bardak su içmelisiniz. Egzersiz yapmak ve terlemek çok su içmeniz gerektiği anlamına gelmez, 2-4 bardak su yeterli olacaktır.
- Bir saatten fazla fiziksel aktivitede olan kişiler spor içeceklerine de başvurabilirler. Zira spor içeceklerinin içinde vücudun ihtiyaç duyduğu sodyum ve potasyum gibi elektrolitler bulunur. Böylelikle terleme ile birlikte kaybedilen elektrolitler geri kazanılabilir.
- Diyabet ve böbrek hastalığı gibi hastalıklara sahipseniz en iyi tedavi için doktora başvurmalısınız.
- Alışılmadık şekilde normalin üzerinde susamaya başladığınızda sağlık uzmanına başvurmalısınız. Zira bu tedavi edilmesi gereken tıbbi bir probleme işaret olabilir.
- Eğer dayanıklılık sporu ile uğraşan biriyseniz, yarıştan önce ve sonra tartılarak ne kadar su kaybettiğinizi görebilirsiniz. Böylelikle ideal olarak almanız gereken su miktarını belirleyebilirsiniz.
Şeker Hastalığı
Şeker hastalığı, bilinen diğer adıyla diyabet; çağın hastalığı olarak bilinen bir hastalıktır ve tedavi edilmediğinde birçok ölümcül hastalığın sebebi olabilir. Bu hastalığın Yunan terminolojisindeki karşılığı “Şekerli İdrar”dır.
Kandaki şeker(glukoz) seviyesi normalin üstüne çıktığında normalde şeker içermemesi gereken idrarda şekere rastlanır, bu da diyabet hastalığı ile sonuçlanır.
Şeker Hastalığı ve Açık Renk İdrar İlişkisi
Açık renk idrarın en tehlikeli biçimi “Aşırı Hidrasyon” olarak bilinen renksiz, berrak görüntüdeki idrardır. Bunun haricinde, bazı hastalıkların aşırı hidrasyonla dolaylı olarak sentezlendiği tıbbi durumlar vardır. Bunlardan birisi de şeker hastalığıdır.
Diyabetiniz varsa “poliüri” olarak bilinen “aşırı idrara çıkma” semptomları görülebilir. Diyabetle birlikte kan şekeriniz anormal derecede yükselir ve yine aynı şekilde anormal derecede idrara çıkarsınız. Böbrekleriniz normalin üstünde çalışır, böylelikle normalden daha fazla suyla birlikte fazla şekeri salgılayacaktır. Böbrekleriniz burada vücudunuzu korumak için bir mekanizma oluşturur ancak çok fazla idrara çıktığınız için idrarınız berrak ve renksiz olabilir. İdrarınız uzun süre açık ve berrak halini koruduğunda bir uzmana başvurup sebebini öğrenmelisiniz.
Aşırı Hidrasyonla Birlikte Görülen Semptomlar
- Ciltte kuruluk ve kaşıntı durumu
- Ayaklarda uyuşma ve karıncalanma
- Hızlı ve normalin üstü kilo kaybı
- Bulanık görme
- Ağızda asetonu andıran rahatsız edici koku gözlenmesi
- Yaraların normalden geç iyileşmesi
- Aşırı susama
Uluslarası Diyabet Federasyonunun istatiksel verilerine göre her 11 yetişkinden biri mutlaka diyabet hastalığına sahip. Ülkemizde ve dünyada çok fazla vaka görüldüğünden belirtileri kendinde fark edenlerin sağlık uzmanından yardım alması gerekir. Ayrıca diyabet kontrol edilemeyecek boyutlara gelirse “ileri derecede aşırı hidrasyon durumu” veya “diyabetik ketoasidoz” gibi kritik ve hayati tehdit oluşturan tıbbi durumlarla karşılaşabilirsiniz.
Diyabetin ( Şeker Hastalığı) Nedenleri
Diyabetin nedenleri konusunda yapılan araştırmaların sonucunda, şeker hastalığının çevresel ve genetik faktörlerin sonucuyla ortaya çıktığı kararına varılmıştır. Şeker hastalığının türlerinden olan “Tip 1 Diyabet” ve “Tip 2 Diyabet” türlerinin hangisine sahipseniz hastalığınızın nedeni ona göre tespit edilecektir. Şeker hastalığının olası nedenleri şunlardır:
- Yüksek oranda genetik faktörler(Ebeveynlerde diyabet öyküsü olması)
- Obezite(aşırı kilo)
- İleri yaş
- Hareketsiz yaşam biçimi
- Stres gibi psikolojik durumlar
- Normal kabul edilenin üstünde doğum yapma
- Kan şekerinin düzenlenmesinde görev alan insülin hormonu üretimini gerçekleştiren pankreas organına zarar veren virüsler
- Hamilelik sırasında “gestasyonel diyabet” oluşumu gibi olası durumlar diyabetle sonuçlanabilir.
Tedavi Öncesi Diyabet Türünüzü Öğrenin
Diyabet hastalığının en çok görülen iki çeşidi “Diyabet 1” ve Diyabet 2 “dir. Diğer diyabet hastalığı türleriyse bu türlerin türevleridir.
- Diyabet 1: Diğer adıyla “insüline bağımlı diyet” pankreasta insülin hormonunun yetersiz olduğu durumlarda ortaya çıkar. Çoğunlukla çocukluk döneminde ortaya çıkar ve semptomlar tedavi edilirken sağlık uzmanları insülin hormonunun alımını zorunlu kılar.
- Diyabet 2: Vücut fonksiyonlarında görev alan hücrelerin, kan şekerini düzenleyen insülin hormonu ile sentezlenememesi, insülin hormonuna karşı duyarsızlaşması sonucu ortaya çıkan şeker hastalığı türüdür.
Diğer şeker hastalığı türleri şunlardır:
- Gestasyonal Diyabet: Bu diyabet türü gebelik zamanında gelişir.
- Latent Autoimmune Diabetes in Adults(LADA): Daha sık görülen “Tip 1 Diyabet” ile benzerlik taşır ve insüline bağımlı diyet gerektirir. LADA, daha çok ileri yaşlarda ortaya çıkar ve bağışıklı sisteminin düzgün çalışmamasının sonucunda vücut kendi kendine hasar vermeye başlar. Bunun tıbbi terminolojideki karşılığı “otoimmün”dür.
- Maturity Onset Diabetes (MODY): LADA diyabet türüne nispeten daha erken yaşlarda görülür. Daha sık görülen “Tip 2 Diyabet” türüyle benzerlik taşır.
Şeker Hastalığı Nasıl Teşhis Edilir?
Sağlık uzmanları, şeker hastalığının tanısında temel iki test kullanırlar. Bunlardan biri açlık kan şekeri ölçümüdür. Açlık kan şekeri ölçümü sonucunuzun 126 mg/DI’nin üzerinde olması halinde diyabet tanısı konur. Eğer açlık kan şekeri ölçümünde sonuç değerleriniz 100-126 mg/DI aralığındaysa, OGGT(Oral Glukoz Tolerans Testi) uygulanır ve tokluk kan şekeri değerinize bakılır. Bunlara ek olarak, 3 aylık kan şekeri baz alınarak bakılan “HbA1C Testi” sonucunda kan şekerinizin %7 yi geçmesi sonucunda diyabet tanısı konacaktır.
Tedavisi
Sağlık uzmanınız öykünüzü dinledikten sonra yaptığı tetkiklerin sonucuna bakacak ve hastalığınızın türünü belirleyecektir. Hangi tip şeker hastalığına sahip olduğunuz tedavinizin biçimini ve süresini belirleyecektir.
Tip 1 Diyabet’e sahipseniz, diyabetin temeli pankreastaki insülin hormonunun yetersizliği olduğundan, doktorunuz temel olarak insülin tedavisi uygulamaya yoğunlaşacaktır. Bunun yanı sıra insülin tedavisini destekleyen kontrollü bir beslenme listesi önerecektir. Tip 1 Diyabet’e sahip biriyseniz insülin dozunun, tüketilen karbonhidrat miktarına göre ayarlandığını unutmamanızda fayda vardır. Doktorunuzun uyguladığı insülin tedavisinin yanında beslenme düzeninize dikkat etmeniz hayatınızı kolaylaştıracaktır.
Tip 2 Diyabet’e sahipseniz, diyabetin temeli insülin hormonunun duyarlılığından kaynaklandığı için doktorunuz doğrudan insülin hormonu duyarlılığını arttıracak ve salınımı arttıracak “Oral Antidiyabetik” ilaçları kullanmanızı sağlayacaktır. Buna ek olarak beslenme düzeninizi doktorunuzun kontrolünde değiştirmeniz gerekebilir.
Tedavi Sonrası
Şeker hastalığında, doktor kontrolünden çıkıldığında ve önerilen tedavi ilkelerine uyulmadığı taktirde kan şekeri yüksek seviyelere çıkabilir. Bu durum bazı istenmeyen tıbbi durumlara ve komplikasyonlara sebep olabilir:
- Nöropati(Sinir harabiyeti)
- Retinopati(Göz retinasında hasar oluşumu)
- Nefropati(Böbreklerde hasar oluşumu)
Diyabet Hastalığı, hayati tehlikesi olan bir hastalık olduğundan tedavi sonrasında da sık sık kontrole gidilmeli ve idrar rengi takip edilmelidir.
Diüretikler
Herhangi bir sebepten “Diüretik” ilaç kullandığınızda bunun idrar renginize etkisi olabilir. Vücuttan idrar olarak atılan su ve tuz miktarını arttırmakla görevli olan bu ilaçlar “su hapları” olarak da bilinir. İdrar renginiz çok koyuysa doktorunuz size diüretik ilaç tavsiyesi verecektir. Bunun sonucunda idrar renginiz diüretik ilaç kullanımına bağlı olarak renksiz ve berrak bir hale gelebilir. Normalde yüksek tansiyon tedavisinde reçete edilen diüretikler, daha bir çok alandaki tıbbi durumlara yardımcı olmak için tasarlanmıştır.
Diüretik İlaç Türleri
- Yüksek tansiyon tedavisinde kullanılan Tiazid Diüretikleri
- Kalp yetmezliği tedavisinde reçete edilen Döngü Diüretikleri
- Dehidrasyon gibi ciddi problemlerin tedavavisinde kullanılan Potasyum Tutucu Diüretikler
Yukarıdaki kategorilize edilmiş hastalıklardan birine sahipseniz ve bununla ilişik olan bir Diüretik ilaç kullandıysanız idrar renginiz açık renk olacaktır. İlaçların kullanımı sona erdirildiğinde idrar renginin 1-2 gün içinde normale dönmesi beklenir, eğer dönmüyorsa mutlaka bir uzmana başvurmalısınız. Şayet bu durum başka bir tıbbi göstergenin habercisi olabilir.
Diüretik İlaçların Yan Etkisi Var Mıdır?
Doktor kontrolünde ve tıbbi yönergelerle alıntığında diüretikler yan etkiye yol açmaz. Ancak yine de olası bazı yan etkileri olabilir. Bunlar şunlardır:
- Baş ağrısı ve baş dönmesi
- Kas krampları
- Kanda düşük potasyum seviyesi(potasyum tutucu diüetiklerdeyse tam tersine rastlanabilir)
- Susuzluk, sürekli su içme ihtiyacı
- Düşük sodyum seviyeleri
- Artan kolestrol seviyesi
- Cilt döküntüsü ve kaşıntı
- Arta kan şekeri
- Eklem ağrısıyla birlikte gerçekleşen gut hastalığı
- İshal
Hamilelik
İdrarınız aşırı derecede su içmediğiniz halde açık ve berrak bir haldeyse ve gebelik beklentiniz varsa bu hamilelik göstergesi olabilir. Kadınların gebelik sırasında yaşayabileceği “Gestasyonel Diyabet” durumu, çoğunlukla hafif derecede seyreder ve gebelik sonlandığında Gestasyonel Diyabet durumu da sonlanır. Hamilelikte Gestasyonel Diyabet olmasının sebebi, kadın plesentasının idrar çıkışını etkileyecek bir hormon olan “vazopressin”i yok eden bir enzim üretmesidir. Genellikle normal kabul edilen bir durum olsa da bu grupta yer alan kadınların sağlık uzmanlarına başvurmasında fayda vardır.
Diyabet Şekeri
Diyabet şekeri, açık ve berrak renk idrarla sonuçlanan ciddi bir tıbbi durumdur. Açık renk idrara sebep olmasının sebebi, kişilerde 3 litreden fazla idrar yapma durumuna sebep olmasıdır. Böyle bir durumda böbrek mekanizması işlevini yitirebilir ve çalışamayacak noktaya gelebilir.
Diyabet Şekeri Türleri
- Merkez Diyabet: Vasopressin hormonunun normal biçimde üretilmemesi sonucu beyne hasar verebilir.
- Nefrojenik Diyabet: Bir hastanın böbrekleri vasopressin hormonuna yanıt vermediğinde ortaya çıkabilir.
- Dipsogenic: Vücuttaki “hipotalamus” bölgesinde yer alan susuzluk mekanizmasının kusurlu çalışmasıyla ortaya çıkabilir.
- Gestasyonel: Hamilelik sırasında, beyinde bulunan ve susuzluk mekanizmasını kontrol eden kısmın hasar görmesi veya yaralanması sonucunda ortaya çıkabilir.
Ne Zaman Doktora Başvurulmalı?
Normal şartlar altında bir kişinin günlük olarak idrara çıktığı miktar 1-2 litre arasında olmalıdır. Çok berrak ve renksiz idrar dendiğinde akla ilk gelen kişinin çok fazla su içmesi(günde 3 litreyi geçecek kadar) gelir. Bu durum geçici olduğunda tehlikesizdir ancak su içme düzeninin değiştirilmesinden sonra aynı şekilde devam ediyorsa vücudunuz size bir şey anlatmak istiyor olabilir. Bazı uzmanlar, çok fazla su içmenin altında psikolojik bir eksiklik arayabilir.
Sağlık uzmanına başvurduğunuzda size, günlük yaşantınızla(beslenme şekli, günlük içilen su miktarı, günlük tempo, yaşanan yerin iklim koşulları) ilgili sorular soracaktır. Çoğunlukla doktorların şikayetlerinizi dinledikten sonra sordukları temel sorular vardır. Bunlar:
- Son zamanlarda bilinç bulanıklığı yaşıyor musunuz?
- Son günlerde bir günü aşan baş ağrısı şikayetiniz oldu mu?
- Eğer yetişkinseniz, iki günü aşan kusma ve ishal şikayetleriniz var mı?
- Uyku problemleri yaşıyor musunuz?
- Yakın zamanda idrar yolu enfeksiyonu şikayetiniz oldu mu?
- Yakın zamanda böbrek taşı veya diğer böbrek yaralanmaları yaşadınız mı?
Açık Renkli İdrar Tedavisi
Yapılan tetkikler sonucu idrarınızın açık ve berrak olmasının sebebi olarak hangi etken ve etkenler tespit edilmişse, tedaviniz buna bağlı olarak olacaktır. Bu bağlamda, açık renk idrarın en belirgin sebebi olan etken çok su içmenizse ilk aşama olarak suyu azaltmanız beklenir. Bunun sonucunda idrar renginiz değişmezse diğer aşamalara ve olası gizlenmiş diğer tıbbi durumlar araştırılacaktır.
Eğer Diyabete(Şeker Hastalığı) sahipseniz insülin tedavisi ve bazı oral ilaçlar reçete edilerek tedavi edilir. İnsülin hormonu bu ilaçlar sayesinde vücut dokularının ihtiyaç duyduğu glikozu hücrelere taşır ve idrarın şekerli olmasını engeller.